Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ayağımın Tozuyla Ürdün-2

                                          Kaldığımız yerden devam edelim. Bileti aldığım gibi ver elini akabe. Yol 4 saat filan sürüyor. Yol da ne yol. Yol yok ürdünde doğru dürüst. Akabeye girmeden önce güvenlik kontrol noktası var. Kimlik bagaj kontrolü. Polis araca bindi, pasaportumu görür görmez; in aşağı dedi. Koca otobüste niye ben, niye sadece ben? Zoruma gitti ama napıyim. Sepetliycekler diyorum kendi kendime. Neyse mesele çıkmadı. Vardım akabeye. Şehir iyi dizayn edilmiş. Yol soruyorum adres gösteriyorum. Latin harflerini okuyamıyorlar. Güç bela buldum hosteli. Aylar sonra ilk kez sıcak yüzü gördüm. Akabe 15-20 derece. Mal bulmuş mağribi gibi hemen kışlıkları çıkardım.       Ürdünlüler ülkenin yerinden çok şikayetçiler. Sınır komşularını hiç sevmiyorlar. Irak, suriye, israil. Şeytan üçgenindeyiz diyorlar. Bir de göçmenler meselesi var tabi...

Ayağımın Tozuyla Ürdün-1

                                                           Bu yıl ki ilk seyahatimi Ürdün'e yaptım. Kış aylarında sıcak ülkelere gitmeyi seviyorum. Bu kez ılıman bir ülkeye razı oldum. Ülkenin iklimi bi acayip. Ammanda kuru soğuk bir rüzgar esiyor, Petra da yağmur yağıyor, 1 saat ilerisi kar tipi, akabede ise insanlar denize giriyor. Ülkeye girişte her zaman olduğu gibi zorlandım. Tipten kaybediyorum ben. Havaalanından taksi tuttum. Amman epey karışık. Dolan babam dolan. Taksiciye şaka yollu ammanda metro yokmu dedim. Bekliyoruz 100 yıl sonra gelicek dedi. Tipik bir arap ülkesi varoş yoğunlukta. Böyle bir bitirim sokakta bıraktı beni. Anlaştığımız rakamın üstünü istiyor. Vermem dedim. Hostele yerleştim. Fena değildi. Çıktım sokakları geziyorum. Bu insanlar burda nasıl yaşıyor diye düşünüyorum. Açlıktan kendimi bi falafelciye atıyor...