Ana içeriğe atla

Münih Anıları- Hitler'in Takıldığı Birahanede







     Geçen yaz Münihe gittim.Kültür festivali var dediler.İyi gidiyim dedim.Gay-Lezbiyen festivali çıktı.Alman kızın birine bunu söylediğimde "ama o da bi kültür" demişti bana. Şehir çok fena coşuyor.Müzik,dans,eğlence ortalık yıkılıyor.Gece eğlencenin dibine vurup (Enteresandır ne zaman yurtdışına çıksam çok fena içiyorum;döndüğümde kendime gelmem birkaç günümü alıyor) gündüz kültür turu yaparken,Adolf Hitler'in takıldığı birahanenin orda olduğunu öğrendim.Ara ara derken sonunda buldum.Ah etmişim gidicem.
Hitlerin çıktığı birahene-Hofbrauhouse
     Bilmeyeniniz varsa söyliyim Hitler'in politik çıkışı Münih'ten olmuştur.1.Dünya savaşı sonunda almanya yenilince ve ağır bir ekonomik bunalıma batınca; Felaket geliyorum diyor.Hitler ve kendisi gibi yenik alman ordusunun tükenmiş askerleri içmekten başka yapıcak bişeyin olmadığı günlerde bu birahanede toplanmaya başlıyorlar. Birahane oldukça büyük. Hitler ilk politik konuşmalarını burda masaların üzerinde yapmaya başlıyor.Tabi kimse takmıyor başta. Herkes kafayı düzeltmekle meşgul. Bir süre sonra burda Alman nasyonal sosyalist işçi partisini yani Nazi partisini kuruyorlar ve günün birinde hızını alamayan Hitler masaya çıkarak tavana ateş edip ihtilalin başladığını ilan ediyor.Bu başarısız girişimden sonra içeri atılıyor ve "Ben bittim, bir revolverim olsaydı onu kullanırdım" diyor.

Hofbrauhouse'dayken
     İşin tarihi boyutu kısaca bu.Birahane çok büyük ve hala kullanımda.Zaten ben Almanlar kadar içen bi millet henüz görmedim.Sabah kahvaltısını bile birayla yaparlar.Bunların hayatından birayı çıkarın size 3.dünya savaşını çıkaracaklarını garanti ediyorum.Daima kafa kıyaklar.Uzun uzadıya gezdim.Tekrar tekrar girip çıktım.Bi birada ben içtim.Hatta annemi arayıp "Hitler'in takıldığı birahanedeyim" demiştim. Haksızmıyım? Ne de olsa burası tüm bir hikayenin başladığı o yer.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ermenistan: Yakınsak ta, Uzağız

           Ermenistan gezisinin üstünden hayli zaman geçmesine rağmen bu yazıyı daha yeni yazıyorum. Ermenistana giderken biraz İrana gider gibi oldum. Başıma bişey gelirmi sorusu akılda yer ediyor. Moskovadayım sipariş verirken İstanbullu olduğumu öğrenen garson "Ben ermeniyim" demesin mi? Haydaa ne alaka filan olmuştum. İtalyada da başıma geldi, benim orda ki danışman "Biliyormusun ben Vanlıyım,ermeniyim" dedi. Ailesi kaçıp italyaya gelmiş zamanında. Böyle 2 tane tatsız anım var. Neyse.  Atlasjet in burdan erivana direkt uçuşu var. Ocak ayında atlayıp gittim. Varışta vize alabiliyorsunuz. O zaman 21 günlük vize 8 dolar gibi bişeydi. Yalnız uçuş gece. Sabahı bekler hostele giderim derken, havaalanında taksicinin biri yakama yapıştı. Burda niye bekliyorsun, açık restoran var seni oraya götüriyim, orda yemek yer sıcakta beklersin. “Don’t worry, we are good people” diyip duruyor. Neyse atladım gittik. Şık bir restoran. Kahvaltı söyledim. Baktım adam benden son

Sevgiliyle İspanya - Valensiya

       Bu sene çok ara verdim yazmaya, hatta bazı ülkeler hakkında daha tek kelime karalamadım. Granadadan sonra rotamızı valensiyaya çevirdik. Hesapta La Tomatina yani domates festivaline katılmak var. Bu festival her yıl ağustos ayında yapılıyor. Bunol kasabası valensiyaya yakın ordan gidicez diye buraya geldik. Granadadan Valensiyaya otobüs yolculuğu zor geçti, ispanya düşündüğümden daha büyükmüş. Granada otogarda türk baklavası satıyorlar. Aldık. Ama bizimkinin yanından geçemez. Hep derim bazı lezzetler ait olduğu topraklarda güzel diye. Vardık hostele yerleştik. Sabaha festival var bizde hal kalmamış. O kadar dolana dolana tabi. Baya düşündüm, posamız çıkmış vaziyette olduğu düşündüğümden daha pahalı çıktığı için festivale katılmamaya karar verdim. İleri ki bir tarihe kalsın dedim. Hostelde festival biletleri satılıyor. Bunolde sabah saatlerinde kamyonlar domatesleri meydana yığıyor, millet başlıyor domates savaşlarına. Aynı günün akşamı da festival partisi oluyor. Dedik ertesi gü

2023 Yılının Muhasebesi

     2023 Yılında 2'si yeni olmak üzere 3 ülkeye gittim. Yurtiçinde ise şuana değin gitmediğim hiçbir ile gitmedim. Gittiğim ülkeler: Birleşik Arap emirlikleri, Danimarka ve İsveç. İlkinde ocak ayında Dubai'ye gittim. Pek heves ettiğimden değil. Özellikle bayanlarda bu Dubai'ye gitmek bir prestij meselesi olarak görülüyor. Bunlar yanlış şeyler. Ülkede adım başı gökdelen var ve göçmen dolu. Her yerden gelmişler. İngilizler, Ruslar, Hintliler ve diğer milletler. Hani neredeyse ülkede Arap kalmamış desem yeridir. Kaldığım pansiyonun işletmecisi bile Ugandalıydı. Temiz bir ülke. Ve düşünüldüğünün aksine Dubai oldukça ucuz bir yer. Hayat kalitesi Türkiye'den daha iyi. Bizim binemediğimiz arabalara binebiliyorlar mesela.    2. olarak haziranda Danimarka'ya gittim. Ülkeye girişte sıkıntı çıkarıyorlar Türklere. İstemedikleri her hallerinden belli. Bir refah ülkesi. Ben Danimarka'yı çok sevdim. Nüfus az, yatay mimari ve bol yeşil alan var. Çok rahatlar. Baltık denizinde