Ana içeriğe atla

Sri Lanka: Pis Cennetten Notlar-4





    Güneye Tangalle yolculuk yaparken ineceğim yeri karıştırıp Dikwella da indim. Gerisin geriye 1 saat yol gittim. Kalacağım otele götürmesi için tuttuğum tuk tuk şoförü beni yanlış otele götürdü. bölgede aynı isimde çok sayıda otel var. Öyleydi böyleydi derken yerleştim otele. Yanlış otelde kaldığımı akşam yemek yemek için dışarı çıktığımda gerçekte kalmam gereken otelin önünden geçerken anladım. Neyse Allahtan ücretsiz iptal vardı da, param yanmadı. Gerçekte kalmam gereken otel daha içerlerde iken, yanlışlıkla kaldığım otel kumsala sıfır. Üstelik 2. katta Okyanus gören bir double oda verdiler. Fiyatı da kahvaltı dahil gecelik 16 dolar. Böyle yanlışa can kurban. Kendimi sahile nasıl attığımı hatırlamıyorum. Bildiğiniz cennet.

Odamdan manzara




    Çocuk gibi koşturuyorum sahilde. Kilometrelerce kumsal, kalabalık ta yok üstelik.  3-4 gece orda kaldım, ve rutine bağladım. Kahvaltı edip, sahile iniyorum. Akşama yemeğe dışarı çıkıyorum. Müthiş dinlendirici oluyor. Hint okyanusuda sıcak zaten tüm gün yüzüp, kumsalda yürüyüp güneşleniyordum.  Gece de dalgaların sesiyle uyuyorsun. Akşamları yemek yemeğe gidiyorum ama burdada değişen bişey yok. Her yer berbat pislik içinde. Yemek söyledim. Servisi beklerken baktım garson birinin tabağını aldı ve kalanları tencereye boşalttı. Daha napıyorsun kardeş  demeden aynı tencereden bana servis yapmaya kalktı. Midem ağzıma geldi. Götür ablacım götür dedim. Kottu denen hazır pişirilen bi yemekleri var, bizde ki erişteye benziyor. Ondan söyledim. 



     Genel olarak çok huzur vericiydi bu 4 gün. Ordan atladım otobüse ver elini Mirissa. Yerleştim bi hostele, fena değil. Mirissanın sahilleri daha kalabalık. Şimdi burda yapılacak en iyi şey, balina turuna çıkmak. İlk günü sahilde bitirip ertesi günü balina turuna katıldım. Teknede tropik meyvelerden ikram ettiler. Yahu git babam git bitmiyor. Yunuslar tekneye eşlik ediyorlar. Böyle tekneyle 2 saat yol gittikten sonra balinalar gözükmeye başladı. Hayatımda ilk kez balina gördüm, Hayvan dalıp çıkıyor. Sırtını ve yüzgecini görüyorsunuz balinaların. Adamların kendi fotoğrafçıları var. Gezi esnasında çekip gönderiyor size.

Balina


     Ordan Bentota şehrine gittim. Bentota ufak şirin biyer. Tam kafa dinlemelik. Bu 3 şehirde geçirdiğim günler hep gündüz deniz-kumsal akşam yemek üçlüsüyle geçti. Valla ihtiyacım varmış,çok iyi geldi. Neyse son 2 gece başkent colomboya döndüm. Dedim memlekete dönmeden bi üstümü başımı yıkatayım. Çarşıda çamaşırhane var dediler. Çamaşırhaneye giderken yolda asya yağmurlarıyla tanıştım. O son 2 gün artık yağmurlar başladı. Akşam 5 gibi bir başlıyor ve saatlerce durmadan yağıyor. yolda yakaladı beni. Abartısız 2 saat bi saçağın altında yağmurun dinmesini bekledim. Hiç durmuyor. Ahir ömrümde böyle bi yağmur görmedim ben. Ahdetttim, donuma kadar ıslandım, çamaşırhaneye vardım. Yağmur durdu. Ben böyle şansın...
Ülke her ne kadar geri kalmış olsada, doğası ve sahilleri olağanüstü. Sri Lanka genel olarak çok güzel bir ülkeydi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ermenistan: Yakınsak ta, Uzağız

           Ermenistan gezisinin üstünden hayli zaman geçmesine rağmen bu yazıyı daha yeni yazıyorum. Ermenistana giderken biraz İrana gider gibi oldum. Başıma bişey gelirmi sorusu akılda yer ediyor. Moskovadayım sipariş verirken İstanbullu olduğumu öğrenen garson "Ben ermeniyim" demesin mi? Haydaa ne alaka filan olmuştum. İtalyada da başıma geldi, benim orda ki danışman "Biliyormusun ben Vanlıyım,ermeniyim" dedi. Ailesi kaçıp italyaya gelmiş zamanında. Böyle 2 tane tatsız anım var. Neyse.  Atlasjet in burdan erivana direkt uçuşu var. Ocak ayında atlayıp gittim. Varışta vize alabiliyorsunuz. O zaman 21 günlük vize 8 dolar gibi bişeydi. Yalnız uçuş gece. Sabahı bekler hostele giderim derken, havaalanında taksicinin biri yakama yapıştı. Burda niye bekliyorsun, açık restoran var seni oraya götüriyim, orda yemek yer sıcakta beklersin. “Don’t worry, we are good people” diyip duruyor. Neyse atladım gittik. Şık bir restoran. Kahvaltı söyledim. Baktım adam benden son

Sevgiliyle İspanya - Valensiya

       Bu sene çok ara verdim yazmaya, hatta bazı ülkeler hakkında daha tek kelime karalamadım. Granadadan sonra rotamızı valensiyaya çevirdik. Hesapta La Tomatina yani domates festivaline katılmak var. Bu festival her yıl ağustos ayında yapılıyor. Bunol kasabası valensiyaya yakın ordan gidicez diye buraya geldik. Granadadan Valensiyaya otobüs yolculuğu zor geçti, ispanya düşündüğümden daha büyükmüş. Granada otogarda türk baklavası satıyorlar. Aldık. Ama bizimkinin yanından geçemez. Hep derim bazı lezzetler ait olduğu topraklarda güzel diye. Vardık hostele yerleştik. Sabaha festival var bizde hal kalmamış. O kadar dolana dolana tabi. Baya düşündüm, posamız çıkmış vaziyette olduğu düşündüğümden daha pahalı çıktığı için festivale katılmamaya karar verdim. İleri ki bir tarihe kalsın dedim. Hostelde festival biletleri satılıyor. Bunolde sabah saatlerinde kamyonlar domatesleri meydana yığıyor, millet başlıyor domates savaşlarına. Aynı günün akşamı da festival partisi oluyor. Dedik ertesi gü

2023 Yılının Muhasebesi

     2023 Yılında 2'si yeni olmak üzere 3 ülkeye gittim. Yurtiçinde ise şuana değin gitmediğim hiçbir ile gitmedim. Gittiğim ülkeler: Birleşik Arap emirlikleri, Danimarka ve İsveç. İlkinde ocak ayında Dubai'ye gittim. Pek heves ettiğimden değil. Özellikle bayanlarda bu Dubai'ye gitmek bir prestij meselesi olarak görülüyor. Bunlar yanlış şeyler. Ülkede adım başı gökdelen var ve göçmen dolu. Her yerden gelmişler. İngilizler, Ruslar, Hintliler ve diğer milletler. Hani neredeyse ülkede Arap kalmamış desem yeridir. Kaldığım pansiyonun işletmecisi bile Ugandalıydı. Temiz bir ülke. Ve düşünüldüğünün aksine Dubai oldukça ucuz bir yer. Hayat kalitesi Türkiye'den daha iyi. Bizim binemediğimiz arabalara binebiliyorlar mesela.    2. olarak haziranda Danimarka'ya gittim. Ülkeye girişte sıkıntı çıkarıyorlar Türklere. İstemedikleri her hallerinden belli. Bir refah ülkesi. Ben Danimarka'yı çok sevdim. Nüfus az, yatay mimari ve bol yeşil alan var. Çok rahatlar. Baltık denizinde