Ana içeriğe atla

Sri Lanka: Pis Cennetten Notlar-2





     İş, güç derken yazıcak çok şeyim olduğu halde yazamaz oldum.  Başkent Colombo da geçirdiğim günlerden sonra Kandy'e geldim. Sabah erkenden tren var, mahmur gözlerle tren bekle. Mide kaldıran yerlerde kahvaltı yap filan. Neyse, burası göl kenarında yeşillikler içinde küçük bi kent. 

Sabahın köründe kandy trenini beklerken

     Başkentin keşmekeşi yok. Srilankanın 2. dünya savaşından kalma trenleriyle şehre geldim. 4 saat ayakta geldim. Yolda o manzarayı izlemek çok başka oluyor. Yemyeşil bir doğa, şelaleler. İstasyonda iner inmez kendimi çay ocağı gibi biyere attım. Bol şekerli çayı içip, bi tuk tuk kiralayıp kalıcağım yere gittim.  2 kişilik bi odada tek başına kalıyorum. Şehir küçük olduğundan tuk tuk tutmaya filan gerek yok. Yürüyerek candy gölüne geldim.  Srilanka da şehirler kirli olmasına rağmen burayı temiz tutmuşlar. Çok güzel bi manzarası var.


Kandy gölü





     Gölün hemen yanında büyük bir budist tapınağı var. Tapınağın bahçesini ücretsiz gezebiliyorsunuz ama içeri girmek için 1500 rupi verdim. 40-50 tl bi para. Burası kutsal diş tapınağı. Güya budanın bir dişi burda saklıymış. Şimdi buddha yıllarca kendini aç bırakıp meditasyon yaparak nirvanaya vardıktan sonra, dayanamayıp bütün bir kızarmış tavuğu bi kerede mideye indirince canından olmuş. 

Bu halinle o tavuğu bi kerede yemiycektin
Kutsal diş tapınağı


Hazretin bi dişide burda saklıymış. Tapınak alanını geziyorum, yere oturup dua edenler, ben gibi ortalığı gezenler ortalık insan kaynıyor. Tapınakta bi kulübe var süslü püslü filan birileri içeri girip çıkıyor. Budist rahibin birine sordum. Ayin 18:30 da başlıycak, bekle gitme dedi. İyi dedim.

Gitme, ayini izle diyen budist rahip


 Saati beklerken tapınağı geziyorum, elinde dua çarkı dua eden budist papazlar filan. Her yer buda heykeli dolu. Zaten bu heykel konusunda srilanka b.kunu çıkarmışlar. Yahu bu kadar mı çok buddha heykeli yapılır. Gördüğüm en büyğü bu dediğim her noktada bir büyüğüyle karşılaştım. Millet çaput bağlıyor, mum yakıyor tapınakta.

Elinde dua çarkı, dua eden bir budist rahip

Çaput bağlama olayı bunlarda da var




    Ayin saati geldi. Başladılar zurna ve davul çalmaya o kulübenin önünde. Buddha nın dişinin olduğu üst katta gezmeye açıldı. Çıktım, ana baba günü. Biz faniler dişin olduğu bölümü görmek için önce rahiplerin ayininin bitmesini beklemeliyiz. Abartısız 1 saat bekledim sırada. Sonunda açıldı. Bi itiş kakış, kemal sunal filmine döndü. "Ekmek çıktı" hesabı. Bi diş için can vericez burda diyorum kendime. Önünden bi geçtim, durdum iyice bakıyorum. Trafiği tıkadım. Zaten göremiyorsunuz. İçiçe geçmiş altın muhafazalar içindeymiş meğer. Üstü zümrüt,yakut gibi değerli taşlarla süslü som altın muhafazalar. Fotoğrafını çekiyim dedim, heriflerin atlaması o oldu. Kesinlikle yasak diyorlar. Tek kare foto çektirmediler. Ancak uzaktan bi kare alabildim. 

Ve ayin başlasın


Som altın nasıl da parlıyor.

     Neyse indim aşağı, tapınak bi kompleks. Üst tarafta budizm müzesi var. Dünyanın çeşitli yerlerinden budizme ait izler sergileniyor. Özellikle bu afganistanın bamyan vadisinde ki devasa buddha heykellerinin yıkılması onları kötü etkilemiş.  Bu arada tapınak çıplak ayak gezilebiliyor. Tapınağı gezmek saatlerimi aldı. Geç bi saatte çıktım. En yakın lokantaya attım kendimi. Dosa dedikleri bizim gözlemeye benzer bi hamurişleri var, ondan söyledim. Yanında soslarıyla filan geliyor, uzunca bişey. Dönüşte tren istasyonuna uğradım. Şimdi kandy'den aşağı inicem. Okyanusa kıyısı kentlere. Şu meşhur "dünyanın en güzel tren yolculuğu" nu yapmak istiyorum evvela. Bu tren Ella treni. Ella dan sonra güneye inen demiryolu yok. Araştırdım herkes zaten Ella'dan otobüsle tangalle gidiyormuş. Dönüşte bi şişe sri lanka rom'u aldım. 

Kafayı tütsülerken

     Sri lankada alkol sabah 9-akşam 21 arası satılıyor, ve kadınlara alkol satışı yasak. Yerli içki ucuzken yabancı içki çok pahalı. İzbe otel odasında dark rom içerken, kararımı vermiştim. Artık güneye inme, okyanusla buluşma vakti. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ermenistan: Yakınsak ta, Uzağız

           Ermenistan gezisinin üstünden hayli zaman geçmesine rağmen bu yazıyı daha yeni yazıyorum. Ermenistana giderken biraz İrana gider gibi oldum. Başıma bişey gelirmi sorusu akılda yer ediyor. Moskovadayım sipariş verirken İstanbullu olduğumu öğrenen garson "Ben ermeniyim" demesin mi? Haydaa ne alaka filan olmuştum. İtalyada da başıma geldi, benim orda ki danışman "Biliyormusun ben Vanlıyım,ermeniyim" dedi. Ailesi kaçıp italyaya gelmiş zamanında. Böyle 2 tane tatsız anım var. Neyse.  Atlasjet in burdan erivana direkt uçuşu var. Ocak ayında atlayıp gittim. Varışta vize alabiliyorsunuz. O zaman 21 günlük vize 8 dolar gibi bişeydi. Yalnız uçuş gece. Sabahı bekler hostele giderim derken, havaalanında taksicinin biri yakama yapıştı. Burda niye bekliyorsun, açık restoran var seni oraya götüriyim, orda yemek yer sıcakta beklersin. “Don’t worry, we are good people” diyip duruyor. Neyse atladım gittik. Şık bir restoran. Kahvaltı söyledim. Baktım adam benden son

Sevgiliyle İspanya - Valensiya

       Bu sene çok ara verdim yazmaya, hatta bazı ülkeler hakkında daha tek kelime karalamadım. Granadadan sonra rotamızı valensiyaya çevirdik. Hesapta La Tomatina yani domates festivaline katılmak var. Bu festival her yıl ağustos ayında yapılıyor. Bunol kasabası valensiyaya yakın ordan gidicez diye buraya geldik. Granadadan Valensiyaya otobüs yolculuğu zor geçti, ispanya düşündüğümden daha büyükmüş. Granada otogarda türk baklavası satıyorlar. Aldık. Ama bizimkinin yanından geçemez. Hep derim bazı lezzetler ait olduğu topraklarda güzel diye. Vardık hostele yerleştik. Sabaha festival var bizde hal kalmamış. O kadar dolana dolana tabi. Baya düşündüm, posamız çıkmış vaziyette olduğu düşündüğümden daha pahalı çıktığı için festivale katılmamaya karar verdim. İleri ki bir tarihe kalsın dedim. Hostelde festival biletleri satılıyor. Bunolde sabah saatlerinde kamyonlar domatesleri meydana yığıyor, millet başlıyor domates savaşlarına. Aynı günün akşamı da festival partisi oluyor. Dedik ertesi gü

2023 Yılının Muhasebesi

     2023 Yılında 2'si yeni olmak üzere 3 ülkeye gittim. Yurtiçinde ise şuana değin gitmediğim hiçbir ile gitmedim. Gittiğim ülkeler: Birleşik Arap emirlikleri, Danimarka ve İsveç. İlkinde ocak ayında Dubai'ye gittim. Pek heves ettiğimden değil. Özellikle bayanlarda bu Dubai'ye gitmek bir prestij meselesi olarak görülüyor. Bunlar yanlış şeyler. Ülkede adım başı gökdelen var ve göçmen dolu. Her yerden gelmişler. İngilizler, Ruslar, Hintliler ve diğer milletler. Hani neredeyse ülkede Arap kalmamış desem yeridir. Kaldığım pansiyonun işletmecisi bile Ugandalıydı. Temiz bir ülke. Ve düşünüldüğünün aksine Dubai oldukça ucuz bir yer. Hayat kalitesi Türkiye'den daha iyi. Bizim binemediğimiz arabalara binebiliyorlar mesela.    2. olarak haziranda Danimarka'ya gittim. Ülkeye girişte sıkıntı çıkarıyorlar Türklere. İstemedikleri her hallerinden belli. Bir refah ülkesi. Ben Danimarka'yı çok sevdim. Nüfus az, yatay mimari ve bol yeşil alan var. Çok rahatlar. Baltık denizinde