Ana içeriğe atla

Mısır Yazıları- Şarm El Şeyh






     Alıcaz alamıycaz derken sonunda Mısır vizesini alıp yola koyulduk. Giderken Hurgada üzeri aktarmalı gittik. Gece saat 3 gibi indik. Bekliyoruz gün ışısın taksi tutup otele gidelim diye. Sıkıcı güvenlik önlemleri, ikidebir pasaport sormalar filan öffff dedirtiyor. Sigara içmeye dışarı çıkıyorsun dönüşte yine pasaportu göriyim muhabbeti. Havaalanı nerdeyse boş,fazla turist gelmediği hemen belli oluyor.
     Türk olduğunuzu görünce Mısırlıların "Hasan şaş yavaş yavaş" muhabbeti hemen başlıyor bikere.
Neyse sabahleyin taksi tutup otele gittik. Gayet güzel biyer. Sabahın köründe gittğimiz için check-in yapamıyoruz. Yığıldık sofadaki kanepelere o yorgunlukla. Mısırın sabah güneşi günün en sıcak anları; Terden Pantolonum ıslandı. Neyse ki sonunda ıslak havlu ve şerbet ikram ettiler.

    Şarm el şeyhin bir şehir merkezi yok bence. Kilometrelerce sahil şeridine dağınık kurulmuş oteller zinciri. Ben halk plajıda göremedim doğrusu. Kaldığımız tatil köyü gayet güzeldi. Yemekler havuz sahil ve deniz. Bölgede resifler var. Balıklar bu resifleri yuva olarak kullanıyorlar. Deniz masmavi,tertemiz. Rengarenk balıklar. İnsan farklı bir dünyaya giriyor resmen. Yüzmeye doyamıyor.Yani tüplü dalış yapabilsem deniz tabanına dalıp orda öylece oturmak isterdim.



    Akşam gezmeye çıkıyoruz etrafta çarşılar var. Hediyelik Piramit filan aldık. Mısırlılar birşey satmak konusunda çok ısrarcı. Taksiciler de öyle. Bütün mısır gezimiz boyunca "No thanks" ve "Şükran" demekten yoruldum. Kaldığımız otelde Afgan bi aileyle tanıştık. Zamanında norveçe göçmüşler. Baya dost olduk. Ama bizim kaldığımız otel tümden italyan doluydu. Neden bu kadar çok italyanın orda olduğunu anlamadım. 4,5 yıldızlı otelde olsa mısırda internet sıkıntısı var. Bağlantı oldukça kötü. Bu arada alkol konusunda sıkıntı yok,onu belirtmiş olıyim.
    2 gece 3 gün Şarm'da kaldık. Son gün otel akşama kadar odayı boşaltarak otelde kalmamıza izin verdi. Akşama kadar yüzdük,yemek yedik. Son akşam hediyelik eşya bakarken,alışveriş yaptığımız dükkan sahibine Sina dağına gitmek istiyoruz dedim. Hemen yardımcı oldular ve bizi bir acenteye götürdüler. Artık bir sonraki durağımız belli olmuştu; Turu Sina.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ermenistan: Yakınsak ta, Uzağız

           Ermenistan gezisinin üstünden hayli zaman geçmesine rağmen bu yazıyı daha yeni yazıyorum. Ermenistana giderken biraz İrana gider gibi oldum. Başıma bişey gelirmi sorusu akılda yer ediyor. Moskovadayım sipariş verirken İstanbullu olduğumu öğrenen garson "Ben ermeniyim" demesin mi? Haydaa ne alaka filan olmuştum. İtalyada da başıma geldi, benim orda ki danışman "Biliyormusun ben Vanlıyım,ermeniyim" dedi. Ailesi kaçıp italyaya gelmiş zamanında. Böyle 2 tane tatsız anım var. Neyse.  Atlasjet in burdan erivana direkt uçuşu var. Ocak ayında atlayıp gittim. Varışta vize alabiliyorsunuz. O zaman 21 günlük vize 8 dolar gibi bişeydi. Yalnız uçuş gece. Sabahı bekler hostele giderim derken, havaalanında taksicinin biri yakama yapıştı. Burda niye bekliyorsun, açık restoran var seni oraya götüriyim, orda yemek yer sıcakta beklersin. “Don’t worry, we are good people” diyip duruyor. Neyse atladım gittik. Şık bir restoran. Kahvaltı söyledim. Baktım adam benden son

Sevgiliyle İspanya - Valensiya

       Bu sene çok ara verdim yazmaya, hatta bazı ülkeler hakkında daha tek kelime karalamadım. Granadadan sonra rotamızı valensiyaya çevirdik. Hesapta La Tomatina yani domates festivaline katılmak var. Bu festival her yıl ağustos ayında yapılıyor. Bunol kasabası valensiyaya yakın ordan gidicez diye buraya geldik. Granadadan Valensiyaya otobüs yolculuğu zor geçti, ispanya düşündüğümden daha büyükmüş. Granada otogarda türk baklavası satıyorlar. Aldık. Ama bizimkinin yanından geçemez. Hep derim bazı lezzetler ait olduğu topraklarda güzel diye. Vardık hostele yerleştik. Sabaha festival var bizde hal kalmamış. O kadar dolana dolana tabi. Baya düşündüm, posamız çıkmış vaziyette olduğu düşündüğümden daha pahalı çıktığı için festivale katılmamaya karar verdim. İleri ki bir tarihe kalsın dedim. Hostelde festival biletleri satılıyor. Bunolde sabah saatlerinde kamyonlar domatesleri meydana yığıyor, millet başlıyor domates savaşlarına. Aynı günün akşamı da festival partisi oluyor. Dedik ertesi gü

2023 Yılının Muhasebesi

     2023 Yılında 2'si yeni olmak üzere 3 ülkeye gittim. Yurtiçinde ise şuana değin gitmediğim hiçbir ile gitmedim. Gittiğim ülkeler: Birleşik Arap emirlikleri, Danimarka ve İsveç. İlkinde ocak ayında Dubai'ye gittim. Pek heves ettiğimden değil. Özellikle bayanlarda bu Dubai'ye gitmek bir prestij meselesi olarak görülüyor. Bunlar yanlış şeyler. Ülkede adım başı gökdelen var ve göçmen dolu. Her yerden gelmişler. İngilizler, Ruslar, Hintliler ve diğer milletler. Hani neredeyse ülkede Arap kalmamış desem yeridir. Kaldığım pansiyonun işletmecisi bile Ugandalıydı. Temiz bir ülke. Ve düşünüldüğünün aksine Dubai oldukça ucuz bir yer. Hayat kalitesi Türkiye'den daha iyi. Bizim binemediğimiz arabalara binebiliyorlar mesela.    2. olarak haziranda Danimarka'ya gittim. Ülkeye girişte sıkıntı çıkarıyorlar Türklere. İstemedikleri her hallerinden belli. Bir refah ülkesi. Ben Danimarka'yı çok sevdim. Nüfus az, yatay mimari ve bol yeşil alan var. Çok rahatlar. Baltık denizinde