Sina dağı nedir? ; oraya niye tırmanıyoruz önce onu anlatıyım.
Sina dağı mitolojide Musa peygamberin tanrıyla görüştüğü, on emri içeren tabletleri aldığı yer olarak biliniyor.
İnsanlar hem bu mekanı görmek hemde bu dağdan güneşin doğuşunu izlemek için tırmanıyorlar.
Ben daha önce İran'da alamut kalesine tırmandım ama beterin beteri varmış diyip devam ediyim.
Şarm el Şeyh'te geçirdiğimiz 2 gecenin ardından bu fanustan çıkıp gerçek mısırla tanışma vakti artık gelmişti. 3. gece sina dağı turuna katılmak için atladık minibüse. Minibüs batılı turistle dolu. Adamların dediğine göre 2,5 saat minibüsle gidip sonra bir 2,5 saatte tırmanıcakmışız.Daha gitmeden 3. dünya ülkelerindeki tecrübelerime dayanarak bu 2,5 saatlik tırmanış süresinin enaz 4 saat olacağını adımı bildiğim gibi biliyorum. Size ders olsun,bu tür ülkelerde bir yola şu kadar saat çekiyor diyorlarsa bilin ki x2'dir. Gece tırmanışı yapıcaz, çünkü zaten mısır sıcağında o dağa gündüz tırmanmak imkansız.
Yol üzeri kontrol noktalarıyla dolu. Git Allah git. Neyse sonunda dağın eteğine vardık. Minibüsteki rehber kafileyi topladı ve bedevi bir rehbere teslim etti bizi. Yanınızda bedevi bir rehber olmadan tırmanış yapmak yasak.Tekrar kontrol noktasına girdik,üst baş çanta araması derken düştük yola. Kafileyle tırmanıyoruz o gece karanlığında,ay ışığında. Elimize bir de fener vermişler. Yürüdük ve sonunda ilk etap olan St Catherine manastırına vardık. Bu manastır hristiyanların mısırdaki ilk kilisesi olarak biliniyor ve ayrı bir yazı konusu olucak. Aramit denen keşişler burda kalıyor.
Tırman babam tırman kafileden kadının biri pes etti. Ve deveye bindi. Bu da kafileyi böldü. Ben en arkada kaldım. Sevgilim önden gidiyor. Adamlar her iki kilometrede bir dinlenme istasyonu yapmışlar. Birer de bakkal açmış bedeviler. Adamlar hiç okula gitmemiş ama çok akıcı ingilizce ve rusça konuşuyorlar. Ben tükendim dediğim de rehber yolu yarıladık dedi. 2,5 saattir yürüyoruz hala ufukta bişey yok. 1 saat daha yürüdükten sonra bu sefer merdiven tırmanmaya başlıycaksınız dediler. O daha beter. Kafilede 50'li yaşlarda bir alman var. Rehber dönüp geldi herif geride kaldı,düşüp öldü filan sanıyoruz. Meğer hepimizi geçip gitmiş. Tepeden bize sesleniyor. Bir ara ben patikayı şaşırdım, yolumu kaybeder gibi oldum. Neyse ki bir bedeviye rastladım. Herif gece karanlığında beyaz entari içinde parlıyor,upuzun bişey. Bana da vahiy gelicek filan sandım :-)
Bu sefer merdivenleri tırmanmaya başladım ama öyle bildiğimiz merdiven değil basamaklar hayli yüksek.Dengenizi bi kaybetseniz bitti,cesediniz bulunmaz. Bu arada gün ışımaya başlamış güneşin batışını yakalamak istiyorum.
Toplam 5 saatin sonunda dağın tepesine vardığımda; ruhumu teslim eder vaziyette bir kayanın üstüne yığıldım. Bedevi çadırına geçip çay filan içtik. Ve güneş doğmaya başladı. Allahım nasıl bir manzara. Müthiş. Onlarca kare fotoğraf çekildik.
Sina dağının tepesinden gün doğumu |
Neyse Bedevilerle sohbet muhabbet filan.Hayatımda ilk kez bedevileri bu tırmanış esnasında gördüm. Neşeli insanlar. Dünya batsa umrumuz da değil modundalar.Kabile halinde yaşıyorlarmış. Şeyhleri varmış. Bu dağdaki tüm dükkanları onlar işletiyorlar. Dükkanlarda 2 haftalık sırayla kalıyorlar.Orda yatıp kalkıyorlar.Tüm mısırda olduğu gibi onlarda çok pisler. Bedevi çadırlarında farklı ülkelerin bayrakları asılı. Gelen turistler beraberinde getirip asıyormuş. Bilseydim bende bizim bayrağımızı götürürdüm.
Sina dağı bedevileri |
Bedevi çadırında |
İniş yolu üzerinde bir mola yeri |
Böyle bir deneyim herkese nasip olmaz, ama tanrı bana da peygamberlik vermedikten sonra bir daha oraya çıkmam kardeşim.
Harika bir yazı olmuş sevgilimm tekrar yaşattın bana tırmanışı. Her anı güzeldi gerçektende😘😘
YanıtlaSil